Sizlere Ken Watanabe'nin Problem Çözümüne Giriş 101 kitabından bahsetmek istiyorum.
Kitabın başlarında şöyle bir cümle var: "En çok üzerinde durmak zorunda olduğumuz şey, çocukların bir fikir sahibi olmaktan, inisiyatifi ele almaktan ve hem başarı hem de başarısızlıklarından ders çıkarmaktan elde ettikleri deneyimdir."
Peki çocuklar sadece okullarda aldıkları eğitimle bunu başarabilirler mi?
Warren Buffett ilk iş deneyimini altı yaşındayken dedesinin dükkanından kola şişelerini satın alıp sonra da onları karla satarak elde etmiş.
Problem çözümüne yönelik düşünmenin yararı, sınıf ortamının ötesine, hayatımızın her alanına uzanır. Karşılaştığımız zorlukları kontrol altına almamızı ve dünyayı olumlu bir şekilde değiştirmemizi sağlar.
McKinsey Küresel Enstitüsü(MGI) tarafından geliştirilen modelde 5 ana 25 alt kategoride birçok yetkinliğin gelecekte ne kadar önemli olacağının analizi yapılmıştır. Bu analizin sonucunda ileri düzey okur yazarlık ve eleştirel düşünme yetkinliklerinin 2030 yılında daha çok önemli olacağı gözlemlenmiştir. Bu analize göre gelecekte daha bilinçli ve eleştirel düşünen bireylere ihtiyaç olacağı görülmektedir.
Bir şeyi kuru kuruya eleştirmek kolaydır; gerçek zorluk işi sonuna kadar götürüp tamamlamaktır. Eğer işe koyulmaya istekli değilseniz hiç bir iş yapamazsınız. Çocukların birçok hayali vardır. "Büyüdüğümde doktor olmak istiyorum.", "İyi bir yazılımcı olmak istiyorum", vs. Çocuklara hayallerini gerçekleştirebilmeleri için(bu hayaller büyüdükçe değişebiliyor tabii ki) şöyle düşünmelerini sağlamalıyız:
"Tamam! Bunu üç ay içinde başaracağım." (Hedef belirleme)
"Bu bir problem, ancak onunla ilgili endişelenmek yerine, ne yapabileceğimi düşünüp bulacağım." (Pes etmeme)
"Pekala, buna gerçekte ne sebep oldu?" (Sorgulama)
"Bunu çözmek için X, Y ve Z'yi yapmamız gerekecek. Haydi onları bir deneyelim." (Farklı çözüm yöntemleri geliştirme)
"Peki bu nasıl sonuçlandı? Yanlış giden ne oldu? Bir dahaki sefere bunu daha iyi yapmanın bir yolu var mı?" (Asla pes etmeme)
Bunları ortaokul, lise seviyesinde bir öğrenci düşünebilir. Ama ilkokul seviyesinde bir öğrencinin düşünebilmesi zordur. Bu yüzden doğru düşünebilmeleri için anne babalara çok iş düşmektedir. Sonuçta onlar bizim geleceğimiz. Hayatlarını mutlu, kendini bilerek, doğru kararlar verebilen biri olarak geçirmelerini sağlamak en büyük vazifemiz.
Problem çözümü nedir?
Problem çözümü dört basamağa ayrılabilecek bir süreçtir:
Mevcut durumu anlamak,
Problemin temel nedenini tespit etmek,
Etkili bir hareket planı geliştirmek,
Gerektiğinde değişiklikler yaparak problem çözülene kadar planı uygulamak.
Kitapta bu aşamalar şekil ve grafiklerle bir çocuğun dahi anlayabileceği bir dille anlatılmıştır. Bu aşamalar aslında algoritmik düşünme yeteneği kazanan bir çocuğun da uyguladığı aşamalardır. Algoritma, belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yoldur(Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Algoritma ). Algoritmada da şekil ve grafikleri göstermek için akış diyagramları kullanılır. Aslında algoritma hayatımızın her alanındadır. Nasıl problemler hayatımızın her alanında varsa. Bu sebeple çocuklara dünyanın her yerinde kodlama eğitimi okul öncesinden itibaren öğretilmeye başlanmıştır. Çünkü kodlama eğitimini düzgün alan bir çocuk algoritmik düşünme yeteneği de kazanır.
Kitaptan örnek bir problem çözümü vererek yazımı bitirmek istiyorum. Kitabın fiyatı oldukça ucuz. Kitabı özellikle anne babaların okuması çocuklarının gelişimi açısından çok faydalı olacaktır. Kitap zaten dünya genelinde çok satanlar arasındadır. Herkesin anlayabileceği bir dille yazıldığı için de çok kolay anlaşılır.
Kitapta da geçen sevdiğim güzel bir sözü de paylaşmak istiyorum:
"Şans, fırsatla hazırlığın buluşmasıyla ortaya çıkar." Seneca
Matematik notları düşen bir öğrenci düşünün. Çocuk bir çok insan gibi "Notlarımı yükseltmeliyim" dedikten sonra hiç bir şey yapmadan en iyisinin olmasını umabilir. Bu durumda muhtemelen matematik notları olduğu gibi kalacaktır.
Problem çözen bir çocuk bu durumda şunu yapar: "Hangi tür sorularda yanlış yapıyorum?" diye sorarak işe başlayabilir. Daha sonra soruları cebir, kesirli sayılar ve geometri gibi kategorilere ayırabilir. Kategorilere göre notlarını karşılaştırarak, cebir notunun aslında yükselirken, kesirli sayılardaki notunun sabit kaldığını ve sadece geometri notlarının düşmekte olduğunu fark edebilir.
Eğer, matematik notunun düşmesine neden olan tek alan geometri gibi gözüküyorsa, bir sonraki adım, ne tür problemlerin öğrenciyi sıkıntıya soktuğunu daha iyi tespit edebilmek için geometriyi alan, açılar ve hacim gibi alt başlıklara ayırmak olacaktır.
Öğrencinin kendi durumuna dair kavrayışı "Matematik notlarım düşüyor" seviyesinden başlayıp çok daha farklı olan "Matematik notlarım düşüyor çünkü şu üç konuda başarılı değilim: yamuğun alanı, silindirin hacmi ve Psagor kuramı" seviyesine ulaştığında, planının verimliliği ve sonuç önemli ölçüde farklı olacaktır.
Comments